Gençler Ne Der?
Aralık 2023
Akışta Bir Gün
Serav Dicle Amaç
İstanbul’un en kalabalık semtlerinden birinin en kalabalık caddelerine yakın bir yerde, sadece rüzgarın ve arka fondaki caz şarkılarının duyulduğu sakin ve huzurlu bir kafedeyim. Bir kafeye oturunca genelde en köşeye oturmayı tercih ederim. Bir arkadaşım bu duruma “köşe anksiyetesi” diyor; hiç bilmediğin bir yerde rahatsız hissettiğinde çok görülmemek, dikkat çekmemek için en köşeye oturmak. Ama bugün o yüzden geçmedim oraya, sadece sırtımı köşe kısmına yaslamayı seviyorum...
Uzun süredir kendimle tek başıma bir yere gitmiyordum. Uzun süredir bir yere de gitmiyordum doğrusu. Hayat yoğunluğunun, insanı bu genç yaşta sarması çok ilginç. Bazı sorumlulukları çok mu erken üstlendim diye sorgulamıyor değilim. Neyse ya, bir şekilde düzene oturur elbet, deyip geçiştiriyorum aklımdaki soruları. Bilgisayarımın şarjı bitiyor bu sırada, onu şarja takıyorum. Gelişigüzel bir biçimde aklımdakilerle birlikte çevremi yazmak ne rahatlatıcı diye düşünüyorum. Büyük ihtimal ya silerim bu yazıyı ya da bir köşede tozlanmaya bırakırım. İçim rahat etmiyor “önemli” bir yazı yazmadığımda. Okunmaya değer olan şey, ‘önemli’ ve ‘bir mesajı’ olan şeydir benim için. Daha doğrusu aslında benim için öyle değil, sadece o tarz metinler okumuyorum, her şeyi okuyorum ama kendime, mesaj vermesi gereken metinler yazmam konusunda baskı kuruyorum. Belki de sadece o tarz yazabiliyorum ya da öyle yazabildiğime inanıyorum. Bu bir kaçış yolu mu bilmiyorum.
Okumak için tıklayın