2023 MÜ DEMELİYİM YOKSA SEN Mİ GERÇEK İSMİNİ SÖYLEMEK İSTERSİN?

İnstagram hesabımdan takipçilere “2023 yılını bir kelime ile özetleyecek olsanız o kelime ne olurdu?” diye sordum; 45 kişiden cevap aldım. Aşağıda paylaşıyorum.

MÜCADELE              TEDİRGİN                              KAYGI                                HÜZÜN             BOŞLUK

BENCİLLİK             GÖZYAŞI                      KASVET                                    KORKU                 KABUS

DEPREM                         MÜZİK              KEDER                      KAOS                            ZOR                 İHMAL

BERBAT                     ENERJİ                 ÖLÜM                       TÜKENMİŞLİK                           ÇILGINCA

YORUCU                    ACI                           YOL                          KÖTÜ                    ÖZGÜRLÜKSÜZ

YIKIM                                                KAOTİK                                 HEVES                 TESLİMİYET

GÜZEL                                           ÜZEN                                    BOŞ

Ne kadar değişik bir tablo bu…

Bu yazıda biraz bilinç akışı ile, biraz sohbet eder gibi ilerleyeceğim. Tıpkı 2023 gibi nereye varacağımızı bilemiyorum. ☺

Baktığım zaman zihnimde hiçbir şey canlanmadı. Ya da canlansın istemedim belki. Kalbime, ruhuma ket vurulmuş gibi hissettim. Tabloya bakınca siz ne hissedeceksiniz merak ediyorum. Şu an tam olarak ne hissediyorsunuz? Hepimiz birbirimizden farklıyız ama bu tabloya baktığım zaman 2023 yılı     çoğumuzu ortak hislerde buluşturmuş. Bana bu durum ürkütücü geldi. Çünkü bu hislerle, duygularla 2024 de 2046 da aynı hissettirebilir. Bu düşünceler hepimizin zihninde dönüyordur: Ya hayat artık bunlardan ibaretse, ya hep karanlıkta kalacaksak…

Benim bu düşüncelerden çabuk sıyrılmamın bir sırrı var. Günde en az bir kez kendime hatırlattığım, bazen sırf bu yüzden pes etmediğim bir motivasyon bu. Ne zaman düşecek gibi olsam aklıma gelir:

“Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.”  Nazım Hikmet RAN

Bizi hapseden duyguların anahtarı “mücadele” olabilir mi? Bunu düşünün isterim çünkü ben üzerine çok düşündüm. Yaklaşık iki yıl önceydi. Yağmurlu bir havaydı, bu detayı veriyorum çünkü kapalı havaların kasvetinin üzerimize yansıdığını düşünüyorum. Günlerden Cumartesi. Düş Elçileri ile beraber, toplum hafızası konuşuyoruz ve geçmişten şimdiye dek süregelen mücadele örneklerini tartışıyoruz. O an birden “ Biz ne yaşıyoruz? Mücadele ediyoruz da ne kadar etki ediyoruz?” diye adeta bir katarsis yaşadım. Arkadaşım Gaye hemen bana mücadele ederek neler kazanıldığından bahsetti. Herkes kendi mücadelesinden bahsetti, çok etkilendim. Umut etmeyi ve mücadeleyi hayatımın merkezine aldım. O zaman niye öyle düşündüğümü sonradan anladım. Dedim ya günlerden Cumartesi’ydi. İstiklal Caddesi’nden geçerken Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın uzun yıllar süren mücadelesine yönelik(polis) müdahaleye şahit olmuştum. Farkında olmadan zihnime işlemiş ve bana umutsuzluk aşılamış demek ki dedim.

Gaye’ye, Şeyma’ya orada beni mücadeleye inandıran arkadaşlarıma teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

Aklıma ikonikleşmiş bir söz geldi: ☺

“Hiçbir şey olmamış ise, biz diyoruz ki kesinlikle bir şeyler oldu.” Bilmeyenler için bu sözün hikayesi.

2023 uzun bir yıl oldu. 2023’ü unutabilecek miyiz? Bende bu soruya yanıt yok. Hafızamızdan silinecekse de umarım bu tabloyu dolduran hislerin nedeni unutulmaz.

2024 dileklerim diğer yıllara göre yok denecek kadar az ve bireysel değil.  Bu bile bence çok şey anlatıyor.  Hayata atfettiğimiz anlam, bakış açılarımız, hissettiklerimiz, görmezden geldiklerimiz, beklentilerimiz, ihtimaller… Ve birçok şey benim için değişti. Bu yazıyı hazırlamaya başladığımda daha çok olaylar özelinde konuşmak istemiştim. Deprem, seçimler, 100. yıl, savaşlar, iklim krizi, hak ihlalleri. Belki 45 kişiden yalnızca birinin “Güzel” yazması üzerine yazabilirdim. Başta da belirttim ama nereye gideceğimizi bilemiyorum diye. ☺

Sizin dilekleriniz nasıl? Sizin de az ise eğer düşünün derim.

En büyük dileğim; sevdiklerimizin, çocukların, şehirlerimizin, ormanlarımız için yas tutmayacağız bir yıl.

Yarınlara umutla baktığımız, bugünü ertelemeden, anların farkında olduğumuz bir yıl olsun.

Sevdiğim bir şairden bu yazıya bir şiir bırakacağım.

Sevgiyle kalın…

Linda İncir

Bugün ve Bugün

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız,
Yeni sevmişiz.

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki…

                                                        Özdemir ASAF