Ali İsmail Korkmaz Vakfı’ndan Açıklama

Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) kurulduğu günden bu yana yönetimsel ve mali olarak şeffaflığı önemsemiş; bu bağlamda çalışanları ile ilişkisini de diyalog ve şeffaflık ilkesi ile yürütmüştür. ALİKEV ile beraber yürüyen tüm dostlarımızla 3 aydır yaşadığımız süreci paylaşmak ve şeffaflık ilkemiz doğrultusunda, tüm yanlış anlaşılmaları gidermek için bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk.

ALİKEV İstanbul ekibinden üç kişi ile yollarımızı ayırma kararı aldık.  Bahsi geçen çalışanlar, 10.06.2024 tarihinde ALİKEV Genel Koordinatörü’ne gönderdikleri e-posta ile Temmuz ayında kıdem ve pozisyon gözetmeksizin tüm çalışanlara en az %50 ara zam ve günlük yemek bedelinin artırılmasını talep etti. Bu zam oranı kabul edilmediği takdirde halihazırda yan haklar ve çalışma düzeni kapsamında sunulan yemek, yol desteği, hafta sonu çalışma izni, regl izni, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü izni ve 1 gün evden 4 gün ofisten çalışma düzenine ek haklar talep edildi. Bu talep, Genel Koordinatör tarafından yönetim kurulu toplantı gündemine taşındı. Temmuz ayında yapılan toplantıda, Yönetim Kurulu’nun kararı ile Genel Koordinatör’ün talebi doğrultusunda kendisine zam yapılmamasına, diğer tüm çalışanlara ise (kuruma 2 ay önce dahil olmuş çalışan da dahil olmak üzere) %15 – %20 arasında ara zam yapılmasına karar verildi ve Vakfın mevcut mali durumu mali tablolar eşliğinde tüm şeffaflığıyla paylaşıldı. Böylece ALİKEV İstanbul ekibinde 1 ila 3,5 sene arasında çalışan tüm çalışanlara son bir yılda (Temmuz 2023 ve 2024 yılları arasında) en az %99,06 zam yapılmıştır.

Bu ara zammın ardından ALİKEV İstanbul ekibi maaş zammının taleplerinin altında olduğu gerekçesi ile çalışma koşullarına yönelik ek taleplerini gündeme getirdi. Bu bağlamda İstanbul ekibi tarafından;

1) Yılda 2 ay ofisi kapatarak sıcaklardan dolayı uzaktan çalışma

2) Haftada 2 gün ofisten 3 gün evden çalışma

3) Yakıt/kira/gıda/psikolojik destek/özel ya da tamamlayıcı sağlık sigortası yardımları

4) YK ile yılda bir toplantı, genel koordinatör ile ayda bir esenlik toplantısı

5) Performans, işe alım kriterlerinin netleşmesi ve hedeflerin çalışanlarla belirlenerek yazılı hale getirilmesi talep edildi.

Uzlaşı, iki tarafın da adım atması ile mümkün olur. ALİKEV yönetimi olarak bu süreçte talep edilen haklar ile ilgili atabileceğimiz her adımı imkânlarımız doğrultusunda attık. ALİKEV’in mevcut bütçesinin %48’inin insan kaynağına ayrılmış olması nedeniyle ayrıca yakıt, kira, gıda, psikolojik destek, özel ya da tamamlayıcı sağlık sigortası gibi taleplerin yerine getirilememesinin arkasında yatan maddi kısıtları açıkladık.

Özellikle yaşadığımız deprem sonrasında Hatay’da bulunan merkezimizin yıkılması çalışmalarımızı ve o bölgedeki çalışma arkadaşlarımızı olumsuz etkiledi. ALİKEV olarak İstanbul’da bir ofis açmamızın en büyük nedeni de çalışmamızın merkezine koyduğumuz gençlere bütünüyle ait bir gençlik merkezi oluşturma hayalini gerçekleştirmekti. Bu ofis aynı zamanda İstanbul’da çalışanların birlikte çalışarak kurum kültürünün ve birlikteliğinin oluşmasını sağlamayı amaçlıyordu.

ALİKEV Yönetim Kurulu, Hatay ve İstanbul’daki ofislerin, kurumun kuruluş amacı doğrultusunda “Gençlik Merkezi” olarak kurgulandığını, bu sebeple geçen sene yaşanan deprem gibi olağanüstü durumlar dışında uzaktan çalışma düzeninin kurumun yapısına uygun olmadığını, dört gün ofisten bir gün evden çalışma düzenin devam edeceğini; iki ay yerine yıl içerisinde, ofisin kapalı kalmayacağı bir düzende istedikleri zaman aralığında iki hafta uzaktan çalışabileceğini belirterek desteklerin kurumun maddi kısıtları dolayısıyla karşılanamayacağını yazılı olarak iletti.

Yönetim Kurulu aynı zamanda bu taleplerin kurumun varoluş sebebi olan “gençlik örgütü/merkezi” olma amacıyla örtüşmediğini, yaşayan bir kurum olması için ekibin ofiste devamlılığının önemli olduğunu, 7 aydır bir arada çalışan bir ekibin birlikte çalışmasının ekip kültürünün oluşması ve oturması için çok kısa bir zaman olduğunu ve bir önceki epostada belirtilen çalışma düzeninden vazgeçilmeyeceğini belirtti.

Ekip, kendileriyle yapılan toplantıda herhangi bir uzlaşı süreci görmediklerini belirterek sendika ile süreci ilerletmek istediğini söyledi. Ancak,10 Haziran’dan başlayıp 23 Ağustos’ta yapılan toplantıya kadar geçen süreçte, çalışan arkadaşlar, sendika, sendikalaşma ya da buna dair bir talebi hiçbir şekilde yazılı veya sözlü dile getirmedi. Gelinen noktada çok temel konularda ayrıştığımızı, bu ayrışmanın ALİKEV’in var oluş amacına uygun olmadığını da görmüş olduk. Gençler ve gençlerle birlikte çalışmak için kurulan bu vakfın, bulunduğu her yerde gençlik için bir çekim merkezi olması, gençliğin uğrak noktası olma amacıyla uyuşmayan bu anlayış ile daha fazla yola devam etmek istemedik. Aynı zamanda bu sürecin sonunda birlikte ve sağlıklı bir çalışma ortamının kalmadığını görmek de kararımızda etkili oldu. ALİKEV’in İstanbul ekibi ile iş ilişkisi tüm hak edişlerin verilerek sonlandırılmasına karar verildi. 26 Ağustos günü toplantıya katılan 3 ALİKEV çalışanına karar tebliğ edildi.

ALİKEV yaşam hakkı ihlal edilmiş bir gencin mücadelesini yaşatmak için kurulan bir Vakıftır. Bizzat Yönetim Kurulunda yer alan aile bireyleriyle birlikte hak ihlalleri ile mücadele üzerine inşa edilen bu vakfın örgütlenmeye ve/veya sendikalaşmaya karşı çıkması mümkün değildir. Arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde tüm bu hedeflerimizle uyumlu bir bakış açısı göstermediklerini anladık. ALİKEV olarak İstanbul’daki gençlik merkezimizi çalışmamızın merkezine koymak istemiştik. Ancak yaptığımız görüşmelerde arkadaşlarımızın aynı fikirde olmadıklarını gördük. Yol ayrılığımızın sebebi budur. Mutsuzluğunu ve memnuniyetsizliğini belirten çalışma arkadaşlarımızla tüm hak edişlerini ödeyerek yollarımızı ayırdık. Şimdiye kadar ALİKEV’e katkı sağlamış arkadaşlarımıza teşekkür ediyor ve bundan sonraki yaşamlarında başarılar diliyoruz.

Tekrarlamak isteriz ki; ALİKEV’in gençlerin hak ve özgürlüklerini önceliklendirmeyi önemseyen; bursiyerlerinden, beraber çalıştığı ve ürettiği gençlere kadar herkesin haklarını önemseyen bir kurum olmasını her zaman önceliklendirdik, böyle de devam edeceğiz.

Sosyal medyada yer alan iddialara yanıtlarımız:

Bu süreçler yaşandıktan sonra yollarımızı ayırdığımız çalışanların yaptığı açıklamayı üzüntü ile okuduk. Yollarımızı ayırdığımız çalışma arkadaşlarımızın 12.09.2024 tarihinde yayınladıkları metinde yer alan asılsız iddiaların bir kısmına yönelik cevaplarımız da aşağıda yer almaktadır.

  • Sendikal örgütlenme nedeniyle işten çıkarılma iddiası: Yukarıdaki açıklama metninde de belirttiğimiz gibi hak ihlalleri ile mücadele üzerine inşa edilen bu vakfın örgütlenmeye ve/veya sendikalaşmaya karşı çıkması mümkün değildir. Toplantı sonunda, şartlarda anlaşamayacağımız netleşince ilk defa kendileri tarafından “sendika” kelimesinin kullanılmasına şahit olduk. Bugüne kadar kurum içerisinde sendikal örgütlenmeye karşı hiçbir politika güdülmemiş ve bu süreçte sendika ile de 2 defa birebir görüşme sağlanmıştır. Çalışanlarla ayrılık kararı almamızın en büyük nedeni çalışma düzeni ve şartları konusunda aynı noktaya varamamış olmamızdır.
  • Metinde yer alan cinsiyete yönelik ayrımcılık iddiaları: ALİKEV, kurulduğu günden bu yana çalışmalarında ve insan kaynakları politikalarında pozitif ayrımcı bir politika uygulamaktadır. Yukarıdaki metinde de belirtildiği gibi kadın çalışanlara yönelik regl izni ve 8 Mart Kadınlar Günü izinlerinin yanı sıra program katılımcısı ve bursiyer gençlerimizin çoğunluğunu da kadınlar oluşturmaktadır. Bu doğrultuda 634 bursiyerimizin 405’inin kadın, 229’unun erkek olduğunu; 5 İstanbul çalışanımızın 4’ünün de kadın olduğunu vurgulamak isteriz.
  • Tüm taleplerin reddedilmesi iddiası: Çalışanlardan aşağıdaki talepler gelmiştir:
  1. Maaşların en az %50 oranında artırılması
  2. Günlük yemek bedelinin artırılması
  3. Yan haklar (kira, yakıt, gıda, psikolojik destek, özel tamamlayıcı sağlık sigortası)
  4. Uzaktan çalışma (2 gün ofis, 3 gün evden çalışma ve sıcaklardan dolayı 2 ay ofisi kapatarak evden çalışma)
  5. İK politika belgesinin tamamlanması
  6. Yönetim Kurulu ile yılda bir, Genel Koordinatör ile aylık esenlik toplantısı

Bu taleplerin 1.maddesi kısmi olarak, 5 ve 6. maddeleri ise tamamen kabul edilmiştir. 2 ve 3.maddeler maddi kısıtlardan dolayı kabul edilmemiştir. 4.madde ise ofisin kapalı kalmayacağı bir düzende istedikleri zaman aralığında iki hafta uzaktan çalışabilecekleri şekilde kabul edilmiştir. Aynı maddede yer alan 3 gün evden, 2 gün ofisten çalışma talebi ise kabul edilmemiş; 4 gün ofis, 1 gün evden çalışma olarak devam edilmiştir.

  • Çalışanların Hatay’daki depremzede iş arkadaşlarıyla kıyaslanmakla suçlanması iddiası: Talep edilen çalışma koşullarına yönelik yönetim kurulu tarafından yazılan yazıda “Öncelikle e-postayı İstanbul ekibi olarak yazdığınızı belirtmişsiniz, fakat taleplerinizin tüm ekibin çalışma biçimlerini etkileyecek boyutları var; ALİKEV, iki farklı şehirde ama aynı çalışma prensipleri ile çalışan bir ekibe sahip. Dolayısıyla geçen sene yaşadığımız olağanüstü durum gibi (deprem) bir durum olmadıkça çalışma prensipleri herkes için eşit olmalıdır.” Bunun ardından ALİKEV İstanbul ekibi, yukarıdaki ifadeye cevaben “Hak temelli bir kurum içinde çalışma düzenimizin düz bir eşitlik değil adalet anlayışı ile düzenlenmesi gerektiğini ve bugüne kadar ALİKEV içindeki pratiklerimizi de buna uygun attığımızı düşündüğümüzü belirtmek isteriz. Bu nedenle de, mevcut uygulamada Hatay’da 5 gün uzaktan çalışma olduğu halde, eşit bir anlayışla 5 gün uzaktan çalışma talebimiz olmadığının altını çizmek isteriz.” yazarak, Hatay’daki ekibin “uzaktan” çalıştığını (6 Şubat’ta yaşanan deprem dolayısıyla genel merkezimiz yıkıldı ve henüz bir çalışma ofisimiz yok.), buna rağmen kendilerinin beş gün evden çalışmak yerine üç gün evden çalışmayı istediklerini belirterek var olan sözde eşitsizliğe işaret etmiştir. Toplantıda yer alan ve deprem bölgesinden gelmiş olan 2 Yönetim Kurulu üyesi bu ifadeyi gündeme getirmiş ve çalışma düzeni kapsamında görüşülen konular arasında yer almıştır.
  • İşten çıkarmanın hemen ardından vakfın fon verenlere çalışanları itibarsızlaştıran, taleplerini küçümseyen bir e-posta gönderdiği iddiası: Vakıf işten çıkarmanın ardından hiçbir aksiyon almamıştır. Ancak tam aksine çıkarılan çalışanlardan birinin sosyal medya üzerinden vakfı itibarsızlaştıran ve asılsız ithamlardan oluşan bir paylaşımda bulunması üzerine, 2 gün sonra sadece birlikte çalışılan kurum ve danışmanlara e-posta yoluyla süreci nesnel olarak aktaran bir açıklama metni iletmiş ancak kamuoyuna bir açıklamada bulunmamıştır.

Ali İsmail Korkmaz Vakfı