Yahu Biz Ne Yaşıyoruz?

İlkokulu, ortaokulu ve liseyi bitirdiniz. Üniversite sınavında kendinize göre başarılı oldunuz. İstediğiniz üniversitede veya istediğiniz bölümdesiniz. Tebrikler, bölüm sonu canavarı ile karşılaşmaya hak kazandınız! Peki, şimdi ne yapacaksınız?

İstanbul trafiğinde İstanbul’un bir ucundaki evimden şehrin diğer ucundaki okuluma gitmeye çalışırken “Yahu biz ne yaşıyoruz ya?” diye sorguladığım anların sayısını size nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Okula vardığımda ise yemekhane ücretlerinin, yurt ve kiraların, bir kitabın fotokopisinin bile ne kadar pahalı olduğundan yakınan dostlarımla sohbet ediyorum. Bu sohbetlerin sonunda ise artık içimden geçirmek yerine haykırıyorum, “Yahu arkadaşlar, biz tam olarak ne yaşıyoruz ya?!” diye. Gelin birlikte bakalım ne yaşadığımıza.

Özellikle devlet üniversitesinde okuyan öğrencilerin öncelikli beslenme alanı okulun yemekhaneleri. Küçük bir şehirde okuyorsanız veya okulunuz merkezi bir yerde değilse zaten başka bir şansınız kalmıyor. Bu senenin gündemlerinden biri yemekhane ücretlerine gelen ardı arkası kesilmez zamlar oldu. Hacettepe Üniversitesi, yemekhanesine %76 oranında zam yaparken ODTÜ %80, Boğaziçi %100 zam yaptı. Ege Üniversitesi’nin yaptığı zam oranı ise %200’den fazla! Sosyal medyada sık sık gördüğüm şeylerden biri ise insanların “20 liraya dışarıda yemek yiyemezsiniz ama okulunuzda yiyebiliyorsunuz, oturun şükredin, çok şanslısınız!” sözleri. Neden dışarıda 20 liraya yemek yiyemiyoruz? Yemekhanelerimizin, içinden böcek ve kurt çıkan yemeklerine neden şükretmek zorundayız? Biz öğrenciyiz, okullarımız bizi gelir kaynağı olarak göremezler. Çoğumuzun ailesi asgari ücretle geçinmeye ve çocuklarını okutmaya çalışırken yapılan bu akıl almaz zamlar insafsızlıktan başka bir şey değil. Gelin birlikte ufak bir hesaplama yapalım. Ege Üniversitesinde okuyan bir öğrenci olduğunuzu varsayalım. Güncel fiyatlarıyla Ege’de kahvaltı 35 TL, öğle yemeği 15 TL, akşam yemeği ise 35 TL. Bir gün boyunca üç öğününüzü yemekhaneden yerseniz gün sonunda 85 TL harcamış olacaksınız. 30 gün boyunca her gün üçer öğün olacak şekilde yemekhaneden beslendiğiniz takdirde aylık masrafınız 2550 TL oluyor. Çoğumuzun tek gelir kaynağı olan KYK bursu ise aylık 1250 TL. Bir aylık yemek masraflarını bile ödeyemeyen biz öğrenciler, mecburi olarak öğün atlamaya başlıyoruz.

Bir diğer ana sorunumuz ise barınamıyor olmak. Öğrencisi olduğum Boğaziçi Üniversitesi geçtiğimiz aylarda yurt krizi ile medyayı salladı. 15 ve 12 kişilik koğuş tipi yurtları ile bizi barındırdıklarını sanıyorlar. Yurt çıkmayan yüzlerce öğrenci ise okula yakın kiralık ev arayışına geçti. Hisarüstünde en uygun kiralar 20 binden başlıyor, onlar da kırık dökük eski evler. Ev sahipleri ise en fazla üç öğrencinin ev tutmasına izin veriyor. Eve çıkamayacak olan öğrenciler özel yurt arayışına girdi fakat onlar da artık neredeyse bir ev kirası ücretinde. Böyleyken öğrenciler zorla okulu dondurma seçeneğine yönlendirildi. Bu sorun yalnızca Boğaziçi’nde yaşanmıyor. Öğrenciler için uygunluğu ve İstanbul’a kıyasla daha ucuz olmasıyla öğrencilerin başlıca tercihlerinden olan Ankara’da da durumlar benzer. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne yakın olan ve çoğunlukla öğrencilerin kaldığı semtlerden 100. Yıl İşçi Blokları Mahallesi’nde kira fiyatları %151,4 oranında arttı.

Sorunlarımızın bir insanın hayatını sürdürebilmesinin ilk adımları olan barınma ve beslenme gibi konulardan oluşması trajikomik. Bunları çözmek yerine yetkililerin verdiği “Gidin çalışın o zaman, bizim zamanımızda biz hem okuyup hem de çalışıyorduk.” sözleri ise bize yardımcı olmuyor. Neredeyse hepimizin sabahtan akşama kadar dersi var, günümüzü tam zamanlı veya part-time bir işe ayırabilmemiz çok zor. Kaldı ki, bizler genciz. Bundan birkaç sene sonra zaten iş hayatına adım atmış olacağız. Onun öncesinde, bu yaşımızda biraz da olsun gençliğimizi yaşamak istemek suç mu? Sözlerimi, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’nin hazırladığı “Genç Yoksulluğu Dosyası”nda geçen bir cümleyle sonlandırmak istiyorum: “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitim hakkını kullanmak isteyen her gencimiz ilköğretimden üniversiteye kadar aşması gereken engellerle karşı karşıya.”

Serav Dicle Amaç