Mahir’den Ali İsmail’e, Ali İsmail’den Mahir’e Birbirine Dokunan Çocuklar Üzerine

Yaşını henüz almış bir çocuk yaşıyor memleketin sıcak bir kıyısında; koşacak aydınlık sokaklarında, uyanacak güneşli sabahlarına. Yaşını henüz almış bir çocuk büyüyüp fidan olacak, umudu taşıyacak yarınlara. Yaşını henüz almış bir çocuk, adı Mahir, yaşı kaç olsa mıh gibi tutacak aklında, Ali İsmail’e atılan son tekmeyi unutmayacak asla…

Bir posta düştü ALİKEV’in posta kutusuna, 2015 yılının ikinci akşamıydı. Memleketin o sıcak kıyısında, bir o kadar sıcak bir yuvada yazılmıştı:

Merhaba,

(…) Biz eşimle ortak karar alıp oğlumuz Mahir’in ilk doğum günü hediyesinin kalıcı, daima hatırlayacağı ve Ali İsmail gibi çevresine aydınlık saçmasının simgesi olmasını istedik; hiç unutmayacağı, ona mücadele ruhunu hep fısıldayacak olan bir simge. 6 Ocak’ta kutlayacağımız ilk doğum gününde hediye almak yerine vakfınıza mütevazı bir bağış yaptık. Sanıyorum en geç Pazartesi ulaşır. Güzel insanlar yetişmesine küçük de olsa bir katkı, Mahir’in Ali İsmail’e küçük bir dokunuşu/teması olarak algılayın lütfen.

(…)

Bununla birlikte, ilk yılını çok önemsediğimiz ve hediyemizin kalıcı olması adına küçük bir de ricamız da olacak. Ali İsmail’in de bu bağlamda Mahir’e dokunmasını çok isteriz. Eğer Emel Hanım el yazısıyla bir doğum günü notu yazıp aşağıda yazdığımız adresimize kargoyla yollarsanız inanın çok mutlu oluruz. Bu, Mahir’imiz için hayatının en anlamlı hediyelerinden biri olacak şüphesiz.

Nefesimiz yettiğince Ali İsmail’i çocuklarımıza, öğrencilerimize anlatacağız. Biliyoruz ki o çoktan ölümsüz artık.

Sevgilerimiz ve selamlarımızla

Bu postaydı; Ali İsmail’in memleketin bir kıyısına, bir hayata daha uzanmasını sağladı. Buydu ailenin, ALİKEV’in tek amacı: ALİ İSMAİL’İN GELECEK NESİLLERE DOKUNMASI… Emel anne, Mahir’in doğum günü notunu Ali İsmail’in bir fotoğrafının arkasına yazdı:

Sevgili Mahir, canım oğlum, geleceğin umut bahtın ak olsun.

Ali İsmail’in elindeki çiçek, karahindiba çiçeği, en ufak bir rüzgârda dahi etrafa tohumlarını saçarak düştüğü yerde çoğalan bir bitkidir. Eksilir gibi görünür ama daha da çoğalarak yaşamaya devam eder. Tıpkı Ali İsmail’in düştükten sonra binlerce, milyonlarca Ali İsmail olarak çoğalması gibi… Biliyorum ki bunlardan birisi sensin. Bu satırları okuma için daha zaman var. Umut ediyorum ve diliyorum ki bu satırları okuduğunda annenin ve babanın kanatları altında en iyi bir şekilde huzur ve mutluluk içinde büyürsün ve Antakya’da bir evin daha olduğunu seni kucaklayacak bir ailen olduğunu unutma. İnşallah bir gün seni evimizde misafir ederiz. İyi ki doğdun Allah sana ve ailene uzun ve sağlıklı ömürler versin.

Sevgiler

Annen Emel Korkmaz

Korkmaz ailesi, Emel annenin notunu yazdığı fotoğrafı çerçeveletip Ali İsmail’in adını taşıyan yeğeni Ali Yusuf’un giydiği Düşlerinde Özgür Dünya tişörtü ve Ali İsmail’in el yazısıyla tuttuğu notlarıyla birlikte Mahir’e yolladı.

Mahir, yaşını henüz aldı. Ama Mahir, avuçlarında bir yıldan, bir hayattan çok daha fazlasını tutmaktaydı. Başucunda Ali İsmail’in gülüşü, bakışı, yazıları; kulağında bir yıllık varlığının dildeki karşılığı: Mahir’in adı. Aslında adını taşıdığı Mahir’in annesinin de onun için bir mektubu vardı:

Evlatlarım…

Oğlum dokuz arkadaşıyla Türkiye devrimi için kanının son damlasına kadar savaşarak öldü. Ama bugün binlerce Mahir’in yaşadığını görüyorum. Onun yolunda yürüyen sizler, benim de çocuklarım, Mahirlerimsiniz. Oğlum bir kere öldü ama arkasında binlerce Mahir yaşıyor. (…)

Anneniz Naciye Çayan

Naciye annenin dediği gibi, bugün binlerce Mahir yaşıyor; Emel annenin dediği gibi Ali İsmail karahindiba çiçeği misali düştüğü yerde çoğalıyordu. Çünkü çok açıktı ki bu çocuklar bir şekilde birbirlerine dokunuyordu… Bu çocuklar birbirlerine toprak çanaklarda güneşi sunuyor, bu çocuklar toprak çanaklardan güneşi içiyordu…